Netflix’te yayınlandığında büyük yankı uyandıran The Cloverfield Paradox, J.J. Abrams’ın gizemli sinematik evrenini genişleten ama aynı zamanda zaman, boyut ve nedensellik kavramlarını iç içe geçiren bir bilimkurgu gerilimi. Film, enerji krizine çözüm bulmak için uzaya gönderilen bir ekibin, gerçekliği paramparça eden bir deneyin ortasında kalışını anlatıyor.
👉 Küratör’ün Önerisi: Paralel evren kataloğu
The Cloverfield Paradox (2018) Konusu ve Özeti
The Cloverfield Paradoksu bilim kurgunun en sevdiği çoklu evrenler konusuna enerji krizi ve uzay araştırması bağlamında bir öyküyle izleyicinin karşısına çıkarıyor. Ayrıntılar aşağıda.
Enerji krizi… Dünyanın geleceği için en büyük endişelerden biri. Su kaynaklarının bitişi, enerji krizi, kuraklık gibi sorunlar karşısında önlem almayan dünya insanı gelecekte yaşam savaşı verecek. Birçok bilim kurgu filmi, roman bu konuyu ele alıyor. Dünyayı bekleyen bazı felaketler biraz daha fantastik bazen kozmik olabiliyor. Uzaylılar, başka evrenden gelen varlıklar, canavarlar da yok değil.
Dünyada enerji krizi yaşamı tehdit eder. Cloverflied Uzay İstasyonu bir deney yapar. Uzayda denemesi yapılacak olan bu teknoloji (parçacık hızlandırıcı) ile enerji krizinin aşılması beklenmektedir.
Uzay istasyonu çalışanları dünya ile temasa geçer ve artık bu teknolojiyi deneme zamanı gelmiştir. Fakat işler yolunda gitmeyecektir. Cloverfield yönünü kaybedecek, dünya yörüngesinden çıkacaktır. Mürettebat suçu birbirine atacak ve birbirine düşecektir. Sebebi ne dersiniz?

Bu yeni teknoloji uzay zamanın dokusunda paralel evrenlere geçiş yapan bir kara delik açacaktır. Bu alternatif evrende iki uzay gemisi üst üste binmiş ve gerçeklik tuhaf bir şekilde yer değiştirmiştir. Gemide iki gerçeklik aynı anda var olur. Hem paralel evrendeki gerçeklik hem de kendi gerçekliği.
Durum böyle olunca sorunlar ortaya çıkacaktır. Hamilton, ölen kızını paralel gerçeklikte görecektir. Video mesajları izler ve bu gerçeklikte kalmayı arzular. İçlerinde deneyi sabote eden biri vardır. Diğer yandan uzay mekiğinde bulunmayan, Jansen adeta geminin gövdesine ve kablolara kaynamış şekilde bulunur. Farklı gerçeklikten olduğu için anıları farklıdır.
Kronolojik Özet
- Başlangıç: Dünya, enerji krizinin eşiğinde. Shepard adındaki uzay istasyonunda görev yapan bilim ekibi, sınırsız enerji kaynağı elde etmek için parçacık hızlandırıcı deneyi gerçekleştirir.
- Orta Bölüm: Deney sırasında istasyonun konumu kaybolur; mürettebat kendilerini farklı bir evrende bulur. Fizik kuralları bozulur, zaman çizgileri birbirine karışır.
- Gelişme: Ekip, paralel evrenlerden gelen tehditlerle karşılaşır. Bir mürettebat üyesi, bilinmeyen bir varlık tarafından istasyona “yer değiştirilerek” gelir. Her bir karakter, kendi geçmişinin yankılarıyla yüzleşir.
- Çatışma: Zaman ve mekân arasındaki geçişler kontrolden çıkar. Dünya ile iletişim kesilir. İstasyonun kaderiyle birlikte insanlığın geleceği de belirsizleşir.
- Final: Deneyin sonuçları felaket getirir. Zaman ve boyutun dokusu yırtılırken, Dünya’da “Cloverfield” canavarı ortaya çıkar. Deney başarı değil, felaket olmuştur.

Film İncelemesi ve Yorum
Tekrar kendi evrenine dönmeye çalışan mürettebat sorunları ve karmaşayı atlatıp cihazı tekrar çalıştıracaktır. Ama dünyaya paralel evrenden dünyayı tehdit eden yeni bir sorun gelmiştir. Film temasının hakkını sonuna kadar veriyor. Çoklu evrenler, evrenlerin üst üste binmesi, insanların birbirine karışması, gerçeklilerin çatışması temaları ortalamanın üzerinde.
Film biraz daha hareketli geçebilirdi. Fakat tek ortamda yani kapalı bir alanda geçen, hareket kısıtlaması olan bir film için çok da düşük puan vermemeli. Sonuçta aksiyon kategorisinde bir yapım değil. Filmde dünya krizini çeşitli ülkelerden seçilen bilimciler uzayın sessizliğinde çözmeye çalışır. İnsanlar dünyada da sorunları birleşerek çözmeli.
Film, klasik bir uzay geriliminden çok daha fazlası. The Cloverfield Paradox, varoluşun temellerini sorgulayan bir “neden-sonuç” distopyası. Uzay istasyonundaki deney, sadece boyutları değil, zamanın yönünü de bozuyor. Sonuçta hiçbir şey sabit kalmıyor: bedenler, gerçeklikler, hatta anılar bile değişiyor. Parçalanmış zamanın ve kimliğin içinde kalan karakterler, insanlığın kurtuluşu adına yaptıkları deneyin aslında her şeyi yok ettiğini fark ediyorlar. Bu yönüyle film, “insanın Tanrı rolü oynamasının” modern bir alegorisi gibi işliyor.

Film, düşük bütçeli yapımlardan. Bu nedenle verilen düşük puanlara aldırış etmeden paralel evren ve uzay temasını seven izleyici için çerezilik bir yapım. Özellikle karakterlerin psikolojileri, paralel gerçeklikle kurulan temas anı ve dünyadaki enerji krizi filmde en dramatik anlar diyebiliriz.
👉 Çoklu evrenler temalı en yeni ve modern diziler için Constellation (2024) ve Dark Matter (2024) gibi dizileri de izleyebilirsiniz. Ayrıntılar ve bilimsel açıklamalar için bu sayfaları da ziyaret etmenizi öneriyoruz.
The Cloverfield Paradox (2018) Film Bilgileri
Film, Cloverfield evrenini genişletirken aynı zamanda bilimkurgu türünün felsefi damarına yöneliyor. “Enerji için evreni delmek” fikri, insanlığın sınırsız merakının tehlikesine güçlü bir gönderme. Konu: Enerji krizini çözmek için uzayda yapılan bir deney, boyutlar arası yırtılma yaratır ve insanlık bilinmeyene sürüklenir.
- Film Adı: The Cloverfield Paradox
- Yönetmen: Julius Onah
- Yapım Yılı: 2018
- Ülke: ABD 🇺🇸
- Süre: 1 s 42 dk
- Uyarlama: Cloverfield film evrenine bağlı özgün senaryo
- Tür: Bilimkurgu, Gerilim, Dram, Paralel Evrenler
- Nereden İzlenir: Netflix
- Daha Fazla Bilgi: IMDb
Oyuncular ve Karakterler
Karakterlerin her biri, bilimin gücü ile insanlığın kırılganlığı arasındaki gerilimde birer sembole dönüşür. Ava’nın “kurtarmak istediği dünya”, sonunda varoluşun en büyük kaybına dönüşür.
- Ava Hamilton (Gugu Mbatha-Raw): Ailesini kaybetmiş bir mühendis; evrenin çöküşü içinde hem bilimle hem vicdanıyla savaşır.
- Jason (Roger Davies): Ava’nın Dünya’daki eşi; zaman bozulmalarının gezegendeki yansımalarına tanık olur.
- Kiel (David Oyelowo): Görev lideri; kontrolü korumaya çalışırken etik sınırların bulanıklaştığını fark eder.
- Schmidt (Daniel Brühl): Bilimsel şüpheciliğiyle öne çıkar; rasyonaliteyi korumaya çalışır ama olaylar onu da teslim alır.
- Mina Jensen (Elizabeth Debicki): Paralel evrenden gelen bilim insanı; varlığı bile gerçeklik algısını çökertir.